İzmir iş dünyası temsilcileri, koronavirüs salgını nedeniyle durma noktasına gelen ekonomide ayakta kalabilmek için daha etkili önlemler alınmasını bekliyor.
Bu süreçte büyük gelir kaybına uğrayan iş dünyası, çalışanlarını koruyarak bu süreçten çıkma reçetesi olarak devletten vergi, SGK, muhtasar, enerji ödemelerinde erteme değil “vazgeçme” hamlesi bekliyor. Ertelemenin pandemi süresinde işe yarayacağında hemfikir olan işveren temsilcileri, pandemi sonrasına yığılan borç yükünün altından işletmelerin kalkmasının mümkün olmadığına dikkat çektiler. Ayrıca salgın sonrası değişecek yeni ekonomi düzeninde ayakta kalabilmek için başta dijitalleşme olmak üzere yapısal dönüşümler için de destek bekleyen işveren temsilcileri, bunların yapılmaması durumunda sonbaharda bir çok işletmenin ayakta kalmasının çok zor olacağında birleştiler.
KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seçil Beydemir Kaynak:
“Verilen destekler ekonomiye can suyu olacaktır”
Covid-19 salgını ile mücadele eden dünya, aynı zamanda ekonomik düzenini de ayakta tutmanın yollarını ararken,ülkeler de bağımsız olarak kendi iş dünyasına yönelik çeşitli desteklerlepandemi süresince ve sonrasında oluşacak yeni düzende yerlerini korumayı amaçlıyorlar. Ancak ülkemizde açıklanan destek paketlerinin hedefinin pandemi süresini hedeflemesi, sonrasına yönelik uzun vadeli ve yapısal destek barındırmaması iş dünyasını endişelendirdiğini söylemeliyiz. Kırılgan ekonomimizde zaten işletmelerimiz, özellikle KOBİ’ler, kendi gelir gider dengesini zor kurgularken, pandemi nedeniyle düşen gelirlerinin karşısında denk bütçeyi kurma çabası içindeyken, en azından devletin bu dönemde vergi, muhtasar, stopaj, SGK, enerji gibi kalemlerde erteleme yerine işverenler lehine “alacaklarından vazgeçerek” en büyük desteği vermesini bekliyoruz. Bu şekilde devlet alacaklarından vazgeçerek vereceği destek işverenin ödeme yükünü rahatlatırken, işten çıkarma, ücretsiz izne gönderme gibi seçenekler dolayısıyla rafa kalkacaktır. Bu anlamda işverene verilen bu tarz bir desteğin toplumun tüm kesimlerine sirayet edeceğini, çalışanlara da iş güvencesi sağlayacağını da söyleyebiliriz. Ayrıca sağlık sistemimizin bu dönemde gösterdiği özverili çabaya istinaden, pandemi sonrası sağlık sistemimizi daha da güçlendirecek dönüşümleri yapmak da önem arz ediyor. Çünkü uzmanların da hemfikir olduğu üzere covid-19 son olmayacak. O zaman bugünden, ekonomisiyle, kamu kurumlarıyla, tarımı, sağlık sistemi, enerji altyapısıyla, dijitalleşmesiyle yapısal dönüşüm hareketine ivedilikle geçmemiz de şart.
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen:
“Erteleme çözüm değil”
Yeni tip korona virüs covid-19 salgınının ülkemize de gelmesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi ve sonrasında açıklanan önlemler işverenlere ve çalışanlara belli kolaylıklar sağlasa da sorunun büyüklüğü gün geçtikçe artarken bu önlemlerin maalesef yeterli olmadığını söylemek zorundayız. Peyderpey açıklanan önlemlere baktığımız zaman hemen hemen tüm maddelerin erteleme üzerinde yükseldiğini görüyoruz. İşleri bozulan, bu süreçte borç ve ödeme yükü altında ezilen özellikle KOBİ’lerin, 3 ay sonraya ötelenmiş vergi, SGK,muhtasar, kredi borcu, kira ödemesi, enerji faturaları gibi kalemleri ödeyebilmesinin çok zor olduğunu düşünüyoruz. Yapılan ötelemeler ve desteklerin bir rahatlama sağladığını söyleyebilmekle beraber bu rahatlamanın geçici olmasının temel sebebinin ise erteleme olmasıdır. İş dünyasına verilebilecek en büyük destek, devletimizin erteleme değil bu süreçte bazı vergi ve alacaklarından vazgeçmesidir. İş dünyasının sırtından ancak bu şekilde yük alınabilir. Öbür türlü bu pandemi bittikten sonra hayat normale dönerken üzerine yığılan ertelenmiş borçlarla başbaşa kalmış firmaların hayatta kalması çok daha zor olacaktır.
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt:
“Pandemi sonrası da işletmelerimiz ayakta kalabilmeli”
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, yeni tip korona virüsü covid-19 pandemisi, hayatın her alanını etkiliyor, dönüştürüyor ve biçimlendiriyor. Bu dönüşümün son derece sert olması ve insanları sosyal hayattan koparması ekonominin düzenini kökünden sarstığını söylemek mümkün. Bu kapsamda tüm ülkeler ekonomilerini büyük bir krizden kurtarmak için peş peşe önlem paketleri açıklıyorlar. Bizde de açıklanan Ekonomi İstikrar Kalkanı paketi de bazı önlemler ile ekonomiye destek olmayı amaçlıyordu. Ancak pandeminin süresinin belirsiz olması ve ağırlığının artması ile ekonomideki daralmanın karşısında yeni ek önlemlere ihtiyaç duyduğumuz da bir gerçek. Bu anlamda pandemi sonrası değişen dünya düzeninde ekonomimizin ayakta kalarak uyum sağlamasını istiyorsak daha somut destekler verilmeli,pandemi sonrası da işletmelerimiz ayakta kalabilmeli. Özellikle üretim yapan firmaların en önemli gideri olan enerji, sgk ve kira ödemelerinde ertelemeden öte bu yüklerini omuzlarından alacak karşılıksız destek, pandemi sonrası oluşacak yeni ekonomik düzende iş dünyamızın ayakta kalmasını sağlayacak temel desteklerin başında olacaktır. Ayrıca bu salgın döneminde dijital dünyanın öneminin artması nedeniyle her zaman söylediğimiz dijitalleşme hamlesini acilen yapabilmek için sadece kamu bankaları eliyle değil özel bankaların da dahil olduğu destek sistemlerinin açıklanmasını da iş dünyasının beklediğini ifade etmek isterim.
EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul:
“İşverenin borç yükü hafifletilmeli”
Korona virüsü salgını ile mücadele eden tüm sağlık çalışanlarına öncelikle kolaylıklar dilerken, bu süreçte vefat eden tüm vatandaşlarımıza rahmet, hastalarımıza da acil şifalar diliyorum. Ülkemizin ihracatına en önemli katkıyı koyan emek yoğun sektörlerden olarak tekstil ve hazır giyim, pandemiden en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyor. Devletimizin aldığı tedbirlerin tüm sektörlere katkısı olurken bunun yeterli olduğunu bugün söylememiz mümkün değil. Pandeminin etkisi büyürken ekonomiye yansımasının aynı kalmasını nasıl beklemiyorsak, sürecin başında alınan ekonomik önlemlerin yeterli olmasını beklemek de haliyle söz konusu olmuyor. Ülkemiz ekonomisinin ana gövdesini oluşturan KOBİ’lerin yapısına baktığınızda hiçbir zaman büyük karlılık içinde olmamasından hareketle 4, 5 aylık neredeyse sıfır talep ve hareketliliğe dayanmalarını beklemek fazlasıyla iyi niyetli bir bakış olacaktır.
Yurtdışındaki müşteriler ya kapalı yada kapatacağını belirtiyorlar , iç piyasada da durum çok farklı değil, mevcut siparişler donduruldu. Gelinlik üretimi yapan firmalar şimdilik kapattı, düğünler iptal oldu , üreticiler ve çalışanlarda derin bir belirsizlik hakim. Hazır giyim ihracatının yüzde 70’inin AB ülkelerine yapıldığı malum. Yurtiçi ve yurt dışındaki fuarlar iptal oldu ya da ertelendiği için sektörümüz gelecek sezon için de bir öngörüde bulunamıyor.
Bu sebeple, işverenlerin beklediği borç yükünü hafifletecek önlemler olmalı. Ancak devreye alınan paketler, bu borç yüklerini ötelemekten ibaret. Acilen yeni bir önlem paketi ile devletimizin sektör ayırmadan çeşitli tedbirler almasını be